Burun ve göz etrafındaki kemiklerin içerisinde yer alan boşluklara "sinüs" denir. Bu boşlukların içini döşeyen mukozanın iltihaplanmasına ise "sinüzit" adı verilir. İnsanlarda 10-20 arasında büyük ve küçük sinüs bulunmaktadır. Her sinüsün burna açılan drenaj kanalları vardır ve bu kanallar koku alma organı mukozasını örter.

Normal koşullarda, bu mukoza tıpkı tükürük veya gözyaşı gibi duru bir salgı üreterek kanallardan koku alma organı içerisine akar ve solunum yollarının nemli olmasını sağlar. Yetişkin bir insanda günlük olarak yaklaşık 500 cc sinüs akıntısı genze akar ve yutulur. Bu akıntı rahatsızlık belirtisi değildir; aksine, burna ve sinüslere giren toz parçacıkları ve bakterileri mideye taşır. Mideye giden bakteriler, mide asidi tarafından etkisiz hale getirilir.

Ancak bazı durumlarda sinüs akıntısı rahatsız edici hale gelebilir. Alerjik rinit gibi durumlarda, akıntı daha fazla miktarda ve su gibi akışkan ve renksiz olur. Miktarı arttığında yapışkan hale gelir ve yutulması zorlaşır. Sinüzit durumunda ise akıntı hem yapışkan hale gelir hem de içindeki irin nedeniyle sarımsı-yeşil renkte olabilir.

Sinüsler burnun her iki yanında ve dört farklı isimde bulunurlar. Burnun yan taraflarında yer alan ve sinüslerin en büyüğü olan sinüse maksiller sinüs denir. Bunun dışında, burnun üst tarafında, alın kemiği içerisinde yer alan sinüse frontal sinüs, burnun arka ve üst tarafında yer alan ve ortada bulunan sinüse sfenoid sinüs denir. Ayrıca burnun yan ve üst taraflarında birçok küçük boşluktan oluşan kısımlara etmoid sinüs denir. Tüm bu sinüsler bir delik aracılığıyla koku alma organı içerisine açılır.

Yetişkinlerde enfeksiyon en sık maksiller sinüslerde görülür. Bunu etmoidler, frontal ve sfenoid sinüsler takip eder. Çocuklarda ise en sık etmoid sinüsler etkilenir. Birden fazla sinüsün enfeksiyonuna polisinüzit, tüm sinüslerin enfeksiyonuna pansinüzit denir.

Sinüslerin fonksiyonları tam anlamıyla aydınlatılmış değildir. Ancak sesin rezonansının sağlanması, solunum havasının nemlendirilmesi ve ısıtılması ile zararlı partiküllerin tutulması gibi görevleri vardır. Sinüslerin yüz kemiklerine hafiflik verdiği ve bu sayede denge sağladığı da düşünülmektedir.

Çörek otu yağı, hem buruna damlatılarak hem de dahilen kullanılarak sinüzit tedavisinde kullanılabilir. Çörek otu yağı yardımıyla bir ayda sinüzitten kurtulabilirsiniz. Bununla birlikte bol ılık su içmek de önemlidir, çünkü sinüslerde günlük olarak yaklaşık 2 litre su döngüsü olur. Sinüslerin temizlenebilmesi için bu döngü gereklidir.

Her iki burun deliğine birer damla çörek otu yağı damlatılabilir ve ayrıca bir çay kaşığı içilebilir. Bir aydan sonra sinüsler rahatlar, belirtiler azalır ve daha rahat nefes almaya başlarsınız. Her gece yatmadan önce, her iki burun deliğine birer damla çörek otu yağı damlatın. Bu kürü 30-40 gün boyunca devam ettirin.

Çörek otu yağının sinüzit tedavisindeki etkinliği bilimsel olarak tam anlamıyla kanıtlanmamış olsa da, geleneksel ve tamamlayıcı tıpta yaygın olarak kullanılmaktadır. Çörek otu yağının anti-enflamatuar ve antibakteriyel özellikleri, sinüzit semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir. Ancak herhangi bir tedaviye başlamadan önce mutlaka bir sağlık profesyoneline danışmanız önemlidir.

Çörek otu yağı dışında sinüzit tedavisinde kullanılabilecek diğer doğal yöntemler şunlardır:

Sonuç olarak, çörek otu yağı sinüzit tedavisinde yardımcı olabilir, ancak bu yöntemin etkinliği kişiden kişiye değişebilir. Geleneksel tedavi yöntemleri ile birlikte kullanılması daha etkili olabilir.