Bilindiği gibi, dünyada en çok kullanılan yağlar olan madeni ve bitkisel yağlar, kullanıldıkları kadar atık olarak doğaya bırakılmakta ve bu durum çevreye ciddi zararlar vermektedir. Özelliklerini yitirmiş madeni yağlar ya da mutfaklarda yemek yapımında kullandığımız yağların artmasıyla yapılacak ilk şey, bu yağları lavabolara dökmek olabilir. Ancak bu, oldukça yanlış bir harekettir. Önceki yıllarda atık yağlar için ülkemizde herhangi bir kanun ya da yasaklama bulunmamaktaydı. Zamanla insan nüfusunun artmasıyla, devletimiz de atık yağların doğayı kirletmesini engellemek amacıyla atık yağ toplama yönetmeliği çıkararak bu yağların doğaya bırakılmasını yasaklamıştır.

Ülkemizde atık yağ toplama ile ilgili ilk uygulamalar 2008 yılında çıkarılmıştır. Bu görevi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üstlenmiştir. Madeni yağlar geri dönüşümlü olarak kullanıldığı için en çok bitkisel atık yağlar üzerinde durulmuştur. Atık yağ toplama faaliyetleri 2008 yılında ülkemizde uygulanmaya başlanmasına rağmen henüz tam olarak yaygınlaşmamıştır. Gerekli kurumların bu konunun üzerine çok fazla düşmemeleri ve önemsememeleri, uygulamanın ilerlemesini ve yaygınlaşmasını engellemektedir. Aslında gün geçtikçe artan insan ve canlı nüfusu ile çevre kirliliği ön plana çıkmaktadır. Bu sorunun önüne geçilmesinde atık yağlar çok önemli yer tutmaktadır.

Atık yağlar, dünyadaki su kirliliğinin yüzde yirmi beşini oluşturmaktadır. Bu da demek oluyor ki dünyadaki su kirliliğinin çeyreği atık yağlardan kaynaklanmaktadır ve bu durum sucul yaşam için büyük tehlikeler oluşturmaktadır. Atık yağların toplanması, devletin belirlediği toplama merkezlerinde yapılmaktadır. Hatta yapılan bazı uygulamalarla bu toplama işlemine insanları teşvik etme çalışmaları artmıştır. Örneğin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 5 litre atık yağ getirene 1 litre kullanılmamış yağ uygulaması, birçok kişiyi bu uygulamaya teşvik ederek katılımları artırmıştır.

Atık yağların toplanması için yapılması gereken görevlerden en büyüğü bizlere düşmektedir. Evlerimizde ya da iş yerlerimizde kullandıktan sonra ortaya çıkan atık yağları biriktirerek gerekli kurumlara teslim etmeliyiz. Böylelikle birçok insan, kendi üzerine düşen görevi yaparak bu uygulamaların artmasına katkıda bulunabilir. Atık yağlar tek bir yerde toplanarak ya geri dönüşüm ya da uygun şekillerde imha edilerek doğaya ve gelecek nesillere faydalı olmaktadır. Atık yağ toplama ile ilgili yönetmelikler bulunmaktadır. Bu yönetmeliğe göre kimse için zorunluluk ya da herhangi bir ceza bulunmamaktadır. Ancak bu durum bizleri caydırmamalıdır. Bizler de bu yönetmeliklere uyalım ve bizden sonraki nesillere daha temiz bir çevre bırakalım.

Atık yağların toplanması için birçok iş yerine tebligatlar yapılmıştır. Bu iş yerleri, kullanılamayan atık yağları kanalizasyon giderlerine ya da doğaya dökmek yerine ilgili birimlere teslim etmektedir. Ülkemizde henüz pilot uygulama olarak ele alınan bu uygulama etkili olursa tüm ülkede yaygınlaşacak ve böylece çevre adına büyük bir adım atılmış olacaktır.

Atık yağ toplama, sadece çevreye zarar vermeyi önlemekle kalmaz, aynı zamanda geri dönüşüm yoluyla ekonomik değer de yaratır. Bu nedenle, bireylerin ve iş yerlerinin bu konuda bilinçlendirilmesi ve teşvik edilmesi büyük önem taşımaktadır. Devletin ve yerel yönetimlerin bu konuda daha fazla çaba göstermesi, halkın da bu sürece aktif katılımı ile atık yağların doğaya zarar vermesi engellenebilir ve sürdürülebilir bir çevre için önemli adımlar atılabilir.